İLGİNÇ GELENEKLER !

• Kore’de evlilik geleneklerinde ördek ve kaz önemli bir yer tutuyor. Eski geleneklerde damatlar arkalarında kaz taşıyarak beyaz bir atın üstünde gelinin evine giderlerken günümüzde sembolik olarak tahta kaz kullanılıyor. Bir başka geleneğe göre de düğünden sonra bir çift tahta ördek yeni çiftin evine yerleştiriliyor. Eğer ördekler karşılıklı konursa çiftin iyi geçineceğine, ters konulursa kavga edeceklerine inanılıyor.
• İngiliz geleneklerinin en başında kilisede çan çalmak geliyor. Bu şekilde kötü ruhların kovulduğuna inanılıyor. Gelin ve damat kiliseye girerken ve çıkarken çanlar çalınarak yeni evli çifte çiçek atılıyor.
• Fransa’da ise evlenecek çiftlerin törende yer alacak çiçeklerini davetliler getiriyor. Gelin ve damadın, evlilik günlerinde kullanılan ve nesilden nesile aktarılan evlilik kabından şarap içmesi de bu ülkedeki evlilik gelenekleri arasında yer alıyor.
• Hindistan’da yemeğe gelen misafir yemekten sonra geğirmezse yemeği beğenmemiş sayılıyor ve bu davranışı büyük saygızıslık sayılıyor.
• Ağustosun son çarşamba gününde İspanya’da domates festivali yapılıyor. Tonlarca domates sokaklara saçılıyor.
• Hindistan’ın Solapur bölgesinde her yıl bazı aileler bir araya gelerek bebeklerini 15 metrelik  bir kuleden atıyorlar. Aşağıda büyük bir örtü tutan insanlar bebeği yakalamaya çalışıyor. Aileler bu geleneğin bebeğe uzun bir ömür ve sağlıklı bir yaşam kazandıracağına inanıyor.
• Moritanya’da  dünyanın güzellik anlayışından farklı bir güzellik anlayışı var. Ülkede şişman kadınlar güzel olarak kabul ediliyor . Evlenme çağına gelen kızlar en az 60, en fazla 100 kg olmak zorundalar. Aksi takdirde, kızlara zorla yemek yedirerek kilo almaları sağlanıyor.
• Kuzey Kore’ de evlilik yaşında sınırlama var. Erkeklerin 27, kadınların 25 yaşından önce evlenmeleri yasak. Bunun nedeni, ülkedeki bireylerin  devlete olan zorunlu askerlik görevlerini yerine getirmeden evlenmelerine izin verilmemesidir.
• Tanzanya ve Kenya’da yaşayan Masai kabilesi üyeleri birbirlerine tükürerek selamlaşıyorlar.  Yeni doğan bebeklere lanetten ve kötü şanstan uzak durmaları için tükürürler.
• Normalde makarna ve şarapla beslendiğini düşündüğümüz İtalya’nın Ponti bölgesinde yerli halk, Paskalya öncesindeki 40 gün boyunca toplam bin yumurtadan yapılmış omlet yiyor.
• Ortaçağda banyo yapmak tören şeklindeydi. Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca iki kez banyo yapmıştı.
• Tanzanya’ da yaşayan masai kabilesinin selamlaşma şekli çok ilginç, selamlaşırken birbirlerine tükürüyorlar.
• Tibet’ te eve gelen misafiriniz yedik içtikten sonra kalkıp evine giderken uğurlama sırasında dil çıkarmak gerekiyor. Yoksa terbiyesizlik sayılıyor.
• Tayland Kraliyet Ailesi çok eski zamanlardan gelen ve sadece bu ailenin kullandığı özel bir dil kullanıyor. Yani konuştuklarını çevrelerindeki hiç kimse anlayamıyor.
• İngiliz geleneklerinin en başında kilisede çan çalmak geliyor. Bu şekilde kötü ruhların kovulduğuna inanılıyor. Gelin ve damat kiliseye girerken ve çıkarken çanlar çalınarak yeni evli çifte çiçek atılıyor.
• Bosna-Hersek’teki kız isteme geleneği ise bizimkine çok benziyor. Evlenme çağına gelmiş gelin adayını isteyen damat adayı, kız evine yemeğe davet ediliyor ve ailenin büyükleri ile söz konusu evlilik hakkında tartışıyorlar. Kızın aile büyükleri damat adayı hakkında bir karara vardıktan sonra kahve ikramına geçiliyor. Şekerli kahve damat adayının evlilik için uygun görüldüğü, sade olması ise damat adayının reddedildiği anlamını taşıyor.